15 Mayıs 2012 Salı

"Eğer havuzda, bozulacağı için saçlarını ıslatmayan bir kadına rastlarsanız, hemen kaçın. Kıkırdayarak suya dalıyorsa, derhal siz de dalın.."

Bense.. Saçlarımı düzenli olarak taramıyorum ama her banyodan sonra tarıyorum. Neredeyse her gün de banyo yapıyorum. Böylece, saçlarımı neredeyse her gün taramış oluyorum. Bugün de duşa girdim, sonra saçlarımı taradım.

Kursta yeni bir kurun ilk günüydü. Bitse de gitse diyorum ama hiç gitmiyor, aksine yeni yeni insanlar filan.. Meraba diyorum, geçiyorum ve hayatımda gördüğüm en itici İngilizce öğretmeninin bizim sınıfa düştüğünü söylemeden duramıyorum. Neyse, erken bitti en azından, haftada 6 saat. Bir şey değil.

Akşam eve dönerken, metrobüsteki biri sarışın, öbürü esmer olan gay çiftten bahsetmek istiyorum. Yani aslında bahsetmek istediğim… Sarışın olana bakıp ‘hey dostum sevgilin çok yakışıklı biliyorsun değil mi?’ deme isteğim.. Bir yakışıklıyı daha kaçırdım iyi mi! Üstelik lansmanında bile değilim bu seferkinin.. Kader..

Bu aradaa, dünyanın enenenenen yakışıklı adamının bizim sokakta oturduğunu söylemiş miydim? Kumral saçlı ama esmer tenli, uzun boylu ama ısırmalı kollu.. Falan.. Bugün beni hunharca çikolata yerken gördüğün için üzgünüm. Bakmaz bakmaz bakacağı tuttu onun da. Te allam.!

Neyse, ne diyorduk.. Saçlarımı neredeyse her gün tarıyorum. Havalar pek de iyiye mi gidiyor ne? Ve, teyzemleri çok seviyorum. Ve sonra, kardeşimi çok seviyorum. Kitaplarımı ve Eminebalımı da çok seviyorum. Elbiselerimi, dövmemi.. Sonra bazen de bulutları.. Kesin daha bir sürü şey seviyorumdur bence. ‘Sevemiyorum’ triplerinde olan insanlar var mı hala? Varsa beraber bir şeyleri sevebiliriz. Hiç olmazsa deneriz..

Ve son olarak, bizim sokaktaki dünyanın enenenenen yakışıklı adamı; seni özellikle yerim. İyi geceler dilerim genşler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder