24 Eylül 2011 Cumartesi

Fotoğraflar bazen çok güzel gülümser yüzünüze..


 Karenin içerisindekiler gülümsemese, kahkaha atmasa da olur, an’ılar gayet de güzel yerine getirebilir bu görevi..
Bu resim mesela.. Ya da fotoğraf.. Tamam, her neyse.. Siz yoksunuz artık yanımda ben buna ‘ogeahtalı’ desem de ne fark eder ki… Oysa siz.. Bugün, ne güzel güldünüz bana..
Seneleer seneler evveli günümüzden.. 99 yazı filan olsa gerek. Kardeşim, daha doğmamış, şu güzel kadının karnının içerisinde. Güzel kadın evet, karpuz yemeye çalışıyor, hem suratını ezip büzdüğüne bakmayın. Cidden, dünyanın en güzel kadını bile olabilir.. Güzeldir, güzeldi.. Annem benim o.. Şimdi meleğim..
Arkasındaki yakışıklı delikanlı. Dayım. Siz hiç dayınıza yazma öğretmeye çalıştınız mı? Ya da yerde uzanıp saatlerce çizgi film izleyip müzik dinlediniz mi? Sizi nefessiz kalana dek gıdıkladı, sizinle kocaman kahkahalar attı mı? Biz hepsini yaptık.. Kocaman kocaman sarıldınız mı peki? İşte ben onu yapamadım, yaptıklarımsa hiçbir zaman yeterli gelmedi gözüme.. Bakmayın siz öyle silik durduğuna, dünyanın en en güzel kalbine sahip yakışıklısıdır. Yakışıklıydı mı demeliyim yoksa?
İkisine de ‘öldü’ demeyi kendime yediremedim senelerdir. Çok zor, dünyanın en ağır taşını kilometrelerce itelemekten bile daha zor geldi bana bu. Melekler hiçbir zaman ölmez mesela, kuş olup uçabilirler anca..
Kimse onlar kadar güzel gülümseyemez hayatta.. Kimse bu kadar güzel duramaz bir çerçeve içerisinde. Ne demiştim, bazı fotoğraflar bazen çok güzel gülümser yüzünüze.. Ve, onlara bakmak bazen fazlasıyla özlemek gibidir dünyada..

2 yorum: